
Hali hazırda Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde ne yazıktır ki parçalı bir istihdam söz konusudur. Bunlar; 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre çalışanlar, İdari Hizmet Sözleşmesine (İHS) göre çalışanlar, firma personeli olup taşeron olarak çalışanlar, az sayıda da olsa kadrolu işçi olarak çalışanlar ve iştirakler de özel hukuk hükümlerine göre çalışanlar. Açıkçası 3600 ek gösterge açıklamaları 2018 yılından beri hükümet tarafından dile getirilerek, bir seçim malzemesi olarak da kullanılarak, kamu emekçilerinin ümitlenmelerine neden olmuştur. Yaşanan ekonomik kriz ve alım gücünün ciddi oranda düşmesi, kamuoyunda iktidarın her geçen gün inandırıcılığının azalması ve önümüzdeki seçim de düşünülerek ek gösterge açıklaması yapılmış olup, tatmin edici ve tam bilgi aktarımı yapılmamıştır, yazılı bir detay da kamuoyuna sunulmamıştır. Bilgi olarak yalnızca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları var. Kararın hangi ek gösterge grubunu nasıl etkileyeceği, maaş ve tazminatlara nasıl yansıyacağını görmek için, yazılı taslağın muhakkak ki görülmesi gerekir ve bu da sanırım yaz sonu yani sonbaharda TBMM’ye gelir.
06.06.2022 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından, kabine toplantısı sonrası yapılan 3600 ek gösterge açıklaması sonrası kamuda çalışan birçok hizmet kollarında kafa karışıklığı meydana gelmiştir. PTT hizmet kolunda da 3600 ek gösterge açıklaması sonrası, emekçilerde bir kafa karışıklığı olmuştur. Bunun ana sebebi ise Cumhurbaşkanının muallak ve tam anlaşılamayan ifadeler kullanması olmuştur. Örneğin, birinci dereceye düşen memurlara 3600 ek gösterge verileceği, tüm memurlara 600 ek gösterge verileceği, memur emeklilerini de kapsayacağı gibi net olmayan, teknik detayı verilmeyen cümleler kullanıldı. Bunun yanında asıl önemlisi ise ek gösterge uygulamalarının başlangıcını ise yılbaşı yani 1 Ocak 2023 olarak açıkladı. Bu kararın kime, nasıl yansıyacağı konusundaki belirsizlikler sürüyor. Yazılı taslak TBMM’ne gelince maaşlardaki artışın ne kadar olacağının netleşeceğini veya kimlerin mağdur olacaklarını görebileceğiz. Bazı memurların maaşlarında ise vergi kümülatif matrahı ve kesintiler arttığı için kadro aylıklarında azalmalar yaşanabilecektir. Ayrıca, bir diğer önemli konu ise, söz konusu karar sonrası işçi emeklileriyle memur emeklilerinin aylıkları arasındaki farkın daha da açılacak olmasıdır. Teknik detaylara değinilmediği için kimlerin ve ne şekilde ek gösterge alabilecekleri hususunu mevcut Kanunlar ve mevzuatlar ışığında hizmet kolumuz PTT’de ek gösterge alabilecekleri ve alamayacakları inceledim. Öncelikle 4 yıllık üniversite mezunu ve 2 yıllık yüksekokul mezunları arasında bir ayrım olmayacağı hükümetin oluşturduğu taslakta da beklenmemektedir. Yine ek göstergesi olmayan Yardımcı Hizmetler statüsünde çalışanlara da ek gösterge verileceği bizzat Cumhurbaşkanı tarafından belirtilmiştir. Şimdi bizi ilgilendiren hususa yani PTT kurumunda çalışan statülere baktığımızda;
399 SKHK’ye göre çalışanlar: Kurumun can damarı olan çalışanlar, ortalama 11-12 bin çalışan sayısı ile diğer çalışanların da bir nevi sigortalarıdır bu emekçiler. 29.01.1990 tarihinde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlüğe giren ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile personelin hak ve yükümlülükleriyle diğer bazı haklarını düzenler denilmektedir. 399 sayılı KHK’de genel idare esaslarına göre üst pozisyonlarda, yönetici ve düzenleyici kademe ve unvanlarda olanlar 1 sayılı cetvelde ki kadrolardır. (Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcıları, Kurul ve Daire Başkanları, Şube Müdürleri, Başmüdür ve Müdürler v.b.) Diğerleri yani büyük çoğunluk ise 2 sayılı cetvelde ki kadrolardır. (Şef, Veznedar, Teknisyen, Teknik Elemanlar, Memur v.b.) Gerçi günümüz PTT çalışma hayatında söz konusu unvanların büyük bir bölümü, İHS’nin ilk başlarda ki cazibesine dayanamayıp, güvencesiz bir istihdam şekli olan İHS’ye geçmişlerdir. İHS bir sömürüdür. Bizler, başından beri İHS’ye karşı olduk. Şu günlerde ise İHS tamamen sömürü ve 21.yüzyılda modern kölelik düzeni olmuştur PTT’de. 399 sayılı KHK’de; 1 sayılı cetvel aylık ve özlük hakları bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabidir. 1 sayılı cetvel dışında kalanlar için ise kamu personeli için uygulanan aylık katsayının mali yılın ikinci yarısı için değiştirilmesi veya mali yıl içinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun mali ve sosyal haklara ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılması halinde, sözleşmeli personel ücretlerinin tavanını değiştirmeye Cumhurbaşkanı yetkilidir denilmektedir.
Yine, 399 SKHK’nin 5.maddesini Anayasa Mahkemesinin 4.4.1991 tarihli K.1991/7 sayılı Kararı ile “………….yapılacak atamalarda teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda sözleşmeli statüde geçen hizmetler ‘memur’ statüsünde geçmiş gibi değerlendirilir” kararı vardır. 657 sayılı Kanuna benzer ve uyumlu başka bir madde de 399 SKHK’nin ‘Personelin Ödev ve Sorumlulukları’ kısmının 3.bölümünün 11.maddesinin b bendinde “……. Parasal ve diğer tüm değerli kıymetlerde ve işlemlerde işledikleri suçlar ile ifa ettikleri görevlerden doğan suçlardan dolayı ‘memur’ sayılarak TCK hükümleri uygulanır” denilmektedir. Yani bu sorumluluk açısından da, devlet memuru kategorisine sokulmuşlardır. Çok önemli bir hususta şudur; (Ek fıkra: 28.08.1991-KHK-453/1 madde) “Sözleşmeli personele ilişkin olarak 399 SKHK’de hüküm bulunmayan hallerde, Cumhurbaşkanlığının görüşü alınmak kaydıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümleri uygulanır” denilmektedir. En önemlisi de 399 SKHK’de “bunlar hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen hükümler dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır” ibaresi açık olarak yazılmıştır. Bunlar gibi 399 SKHK’de, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ve memur unvanına atıf yapılan benzer maddeler bulunmaktadır. Buradan net olarak anlaşılacak, 399 SKHK’ye göre çalışanlar kesinlikle kadro karşılığı sözleşmelilerdir ve T.C. Emekli Sandığı ile ilişiklidirler. Zaten bu bağlayıcı sebeplerden dolayı 657 sayılı Kanuna tabi 399 SKHK’ye göre çalışanlar diye tabir edilmektedirler ve derece ile hizmet sınıflarına göre mevcut ek göstergelere de zaten sahiptirler. Hukuki yönden de, Danıştay 12.Dairesi 2016/765 kararı ile “sözleşmeli personelin mali haklar açısından ‘memur’ statüsüne eşit olması gerektiğiyle” ilgili kararı tescillemiştir.
Bu kadar ilgili madde ve açıklama ışığında sonuç olarak PTT’de görev yapan 399 SKHK’ye göre çalışan personel hükümetin açıkladığı ek gösterge kriterlerine uymaktadır ve ek göstergeyi hak etmiş olup, yenilenecek bir ek gösterge taslağında da yer alabilecektir. Fakat hangi ek göstergede ve hangi derece kademede olan personel ile hangi hizmet sınıfında çalışan personele ne şekilde uygulanacağı belirsizdir. Bu kategori yazılı metin elimize ulaştığında netleşecektir. Şunu da belirtmek gerekir 399 sayılı KHK’nin genel olarak 2018 yılında bir çok maddesine ilgili maddeler için “Maliye Bakanlığı’nın teklifi üzerine veya Devlet Personel Başkanlığı görüşü ile Bakanlar Kurulunca” ibaresi “Cumhurbaşkanlığınca” şeklinde değiştirilmiştir.
Kadrolu PTT İşçileri: Kurumdaki net sayılarını bilemiyorum, bölge çalışmalarında 4-5 Başmüdürlükte ve Genel Müdürlükte denk geldim, tahminen 30-40 civarı kaldılar. Söz konusu Devlet Memurları Kanununa ve Kanun Hükmünde Kararnameye tabi değillerdir. 4857 sayılı İş Kanununa göre çalışmaktadırlar. Ek gösterge kapsamı dışındadırlar.
Firma Personeli (Taşeron) PTT Çalışanları: PTT’de yaklaşık 17 bin civarı firma personeli çalışan bulunmaktadır. Aynı kadrolu PTT işçilerinde olduğu gibi Devlet Memurları Kanununa ve Kanun Hükmünde Kararnameye tabi değillerdir. İş Kanununa göre çalışmaktadırlar. Ek gösterge kapsamı dışındadırlar. Konu dışında ama kurumda en fazla ağır bir şekilde haksızlığa, hukuksuzluğa uğrayan emekçilerdir.
İdari Hizmet Sözleşmesi (İHS) PTT Çalışanları: PTT’nin 2013 yılında Anonim Şirket yapılmasından sonra personel rejimi değiştirildiğinden dolayı oluşturulan bir istihdam şeklidir. Posta Kanununa göre bir istihdam söz konusudur. Bu statüde çalışan emekçiler yaklaşık 12 bin civarındadır. Kurumun politikası gereği her geçen sene sayıları artmıştır. Aslında, PTT’ye has olan bir çalışma statüsü olup, güvencesiz çalışılan bir istihdam şeklidir. Aynı zamanda adil olmayan ücretler ile çalıştırılmaktadırlar. Sürekli olarak yönetmeliği PTT tarafından değiştirilmektedir. En son 13 Mayıs 2022 tarihinde Yönetmelikleri bir kez daha değiştirilmiştir. Bu yönetmelik ve Sosyal Güvenlik Kurumuna tabi olmaları, aynı zamanda herhangi bir derece ile çalışmadıklarından dolayı ek gösterge alamazlar. Bu kapsam dışındadırlar. Ekonomik açıdan her geçen gün şartları derinleşen ve zorlaşan İHS’li emekçiler için mutlaka bir düzenleme yapılarak, kadrolu ve güvenceli bir şekilde, mali durumlarının düzeltildiği bir çalışma hayatı yaratılmalıdır.
Diğer önemli genel bir hususta şudur ki, kamu emekçilerinin büyük bölümü 3600 ek göstergenin altında çalışanlardan ve hiç ek göstergesi olmayanlardan oluşmaktadır. Ek gösterge daha çok 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi memurları ilgilendirmektedir. 5510 sayılı Kanun döneminde işe yeni başlayan kamu görevlileri açısından ise sadece emekli ikramiyelerinde bir yansıtma düzenlenirse az da olsa bir etki sağlayabilir. Taslağa alınmazsa kapsam dışında da kalabilirler. Yine bu konu da tam net ve açık değildir. Yapılacak düzenleme veya açıklanacak metin sonrası netlik kazanacaktır.
Bu yorum, görüş ve hesaplamaların mevcut yasalar ve olasılıklar içerisinde hepsinin ‘yorum’ olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Yazılı metini görmediğimiz için net olmadığının altını çizmem gerekir. Ancak, memurlara 600 ek gösterge verilmesi halinde aylıklarda bir miktar iyileştirme yapılacak olsa da ne kamu emekçisinin, ne de memur emeklisinin aylıklarının insanca bir yaşam için yeterli olmayacağı yaşanan krizde açık olarak ortadadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’da henüz yeni 1.dereceli ve 30 yıl hizmeti olan devlet memurunu esas aldığı aşağıdaki tabloyu paylaşmıştır. Yaşanan ağır enflasyon, hayat pahalılığı ve yükselen döviz kurları dikkate alındığında ek gösterge artırımlarının hiçbir sorunu çözemeyeceği açıktır.
İbrahim DAMATOĞLU
Haber-Sen Genel Sekreteri