Seçimlerin bu derece metalaştırıldığı düzenek içerisinde alıcı (seçmen) hayatını biçimlendiren kurallar bütünü olarak karşısına çıkacağı siyasi iradeye bir kez o da sadece oy verirken katılır.
Tüketim toplumunda yaşadığımız gerçeğiyle siyasetinde özellikle seçim siyasetinin tüketici memnuniyetinin kriterleri ile ilgili her gün yeni bir açılım (toki, eyt, ücretlere zam vb) yaşadığımız bu dönemde seçmen yurttaş olmaktan çıkartılıp tüketici konumuna indirgenmiş durumundadır. Siyasetin (seçimin ) metalaştırılması olarak adlandırabileceğimiz bu süreç yüksek miktarda sermayeyi (seçim ekonomisini) harekete geçirecektir. Böylelikle “oylar karşılığı” satın alınan iktidar bir meta olarak karşımıza çıkmış olacak. Yüksek miktarda bir sermayeyi harekete geçiremeyecek olan “siyaset alanları” ise kendilerine yine kendilerince tam kapsayıcı olmazsa da yakın oldukları ittifaklarda yer aramak durumunda hissettiklerinden şimdiden ortaklaşa bildikleriyle ortaklaşacaklardır. Seçimlerin kazananın kaderi tüketici memnuniyetinin kriterleri, satılan malın kullanımı, satış ilanlarındaki özellikleri ve pazarlama stratejilerinin sunumuyla yakından ilgili olacaktır. Seçimlerin bu derece metalaştırıldığı düzenek içerisinde alıcı (seçmen) hayatını biçimlendiren kurallar bütünü olarak karşısına çıkacağı siyasi iradeye bir kez o da sadece oy verirken katılabilecektir. Seçim sonrası siyasal mekanizmalara katılımın klasik parlamentarizmden bile çok çok uzaklarda olacağından bir dahaki seçimlere ya da referandumlara kadar seçmen uslu uslu beklemek (bekletilmek) zorunda kalacaktır.
Böylesi bir ortamda toplumsal muhalefetin acil taleplerinin yukarıda bahsetmiş olduğumuz düzenek içinde yeri olmadığından kendi kaderini seçimlerin kaderiyle özdeşleştirmesi tutucu bir hat olarak görülebilir Ancak tüm seçim süreçleri kritiktir ama bu seçim süreci daha çok kritik demenin yaşanılan yirmi yıllık AKP iktidarı sürecinde apaçık bir izahata gereği yoktur. Elbette seçimlerde toplumsal muhalefet cehennemin kapılarını kapatacak kapıya kilidi asacak bir güç birliği olarak tercihte bulunacaktır. Ancak siyasetin metalaşması olarak adlandırılabilecek bu süreçte siyasetin toplumsallaşması toplumun siyasallaşması ortaklaşması dayanışması ve yurttaşlaşması olarak kendi üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirme zaruriyetiyle de karşı karşıyadır. Toplumsal muhalefet dinamikleri, tüm klasik partilerin (düzen partileri) metalaşmış seçim hattı üzerinden kurguladıkları siyasete alternatif/ muhalif olarak ikinci bir hattı yani kendi varlığını üretim ve paylaşım ilişiklilerinin adil bölüşümü ve dağıtımı üzerinden kurmak durumundadır.
Aslında tek hat üzerinden ama çeşitli varyasyonlarla yürütülen böylesi seçim sürecinde yeni bir yaşamın kapısını aralamak için ikinci yol olarak karşımıza çıkan tek yol sistemli düşünce, siyasal pratik, politika ve stratejiler bütünü olarak tutarlı bir muhalefet hattını örmektir.
Erbil Karakoç
Yapı-Yol-Sen
MYK Genel Örgütlenme Sekreteri