Paşabahçe direniyor, duyan yok! – Can Şafak & Zafer Aydın & Aziz...

Paşabahçe direniyor, duyan yok! – Can Şafak & Zafer Aydın & Aziz Çelik

PAYLAŞ

Bu, cam işçisinin ve Kristal-İş’in tarihinde bir ilktir. Cam işçisinin bütün direnişleri sendikalıydı, cam işçisi ilk defa sendikasız direniyor

Mersin’de Paşabahçe fabrikasının önünde direniş çadırı var. Cam işçisi direniyor, bir kez daha. Şişecam’ın Mersin’deki fabrikalarında 34 işçi kış gelirken işten çıkarıldı. Dünya üçüncüsü olmakla, çağdaş endüstri ilişkileri teraneleriyle övünen Şişecam, camda 6 binden fazla işçinin çalıştığı fabrikalarında 34 işçiye iş bulamıyor. Üstelik, daralma ve ekonomik krizi bahane eden işveren, yatırımlarını sürdürüyor. Ve üstelik işçi çıkarılan fabrikalarda fazla mesailer bütün hızıyla devam ediyor. İşyerlerinde, kimi üniteler taşeronlara devrediyor. Bugün Şişecam fabrikalarında işlerin çok büyük bir kısmı dışarıda hatta bir bölümü tel örgü içinde taşeronlar tarafından yapılıyor. Daha fazla kâr, daha fazla kâr için.

1966’da İstanbul’da Paşabahçe koyunda cam patronlarına karşı direnerek Kristal-İş’i kuran cam işçilerinin tarihi, grevler, direnişler tarihidir. 1971’de Kristal-İş’in ve Hürcam-İş’in grev çadırlarında Türkiye’nin ilk etkili eylem birliğini, farklı bir jargonla, “kafa ve kasa birliği” sloganıyla ilk kez hayata geçiren cam işçisi, 1980’de, metal ve tekstil işçileriyle birlikte büyük kitle grevlerinin önemli bir parçası olmuştu. 1980’de cam işçisinin eylem birliği, 12 Eylül’de cuntanın dipçikleriyle kırılabildi.

Cam işçisi, DİSK’in faaliyetlerinin durdurulmasının, fiilen yasaklanmasının ardından tek çatı altında toplandı. Cam tekelinin saldırılarına karşı; Paşabahçe fabrikasının önünde dağıtılan ve Türk-İş Genel Başkanı’nın imzasını taşıyan, “Bizim tercihimiz Çimse-İş’tir” bildirilerine karşı cam işçisi, Kristal-İş çatısı altında tek yürek, tek yumruktu gene. Paşabahçe’de 1991 ve 2002’de iki büyük direniş örgütledi cam işçileri. 1991’den başlayarak etkili grevler yaptı, 2003’te, Paşabahçe Eskişehir’de cam işvereninin saldırılarına karşı direndi. Cam işvereninin sendikanın yetkisine itiraz etmesi ve yasal ama meşru olmayan yolla sendikanın temsilcilik odalarını kapatması, sendika aidatlarını kesmemesi para etmedi. Cam işçileri Türkiye’de örneği görülmeyen bir biçimde kendi aidatlarını kendileri yatırdılar sendikalarına. 2013 yılına girerken Topkapı şişe işçileri, işleri, aşları, çocuklarının geleceği için fabrikayı işgal ettiler. 2013 yılına direniş çadırının, teneke bidonların içinde yakılan direniş ateşinin önünde girdi Topkapı şişe işçileri. Cam işçisi grev eğilimi yüksek, mücadeleci bir gelenek yarattı.

Cam işçisi, demokratik sınıf sendikacılığını mücadelenin her alanında hayata geçirdi. İşyeri temsilcilerinin seçiminden, grev komitelerine, herkese açık taban toplantılarıyla yürütülen toplu pazarlık süreçlerine kadar…

Camda bütün grevler tabanın kararıyla yapıldı. Bütün direnişler aşağıdan, tabandan, fabrikalardan başladı. 1991’de, 2002’de Paşabahçe’de… 2003’te Eskişehir’de… 2013 yılına girerken Topkapı şişe fabrikasında.

Bugün Mersin’de Paşabahçe işçisi eşiyle, çocuğuyla direniyor fabrikanın önünde. Bu direniş de tabanda başladı. Ama bu direnişin diğer bütün direnişlerden farkı, sendikanın artık direniş çadırının önünde olmamasıdır. Ve bu, cam işçisinin ve Kristal-İş’in tarihinde bir ilktir. Cam işçisinin bütün direnişleri sendikalıydı, cam işçisi ilk defa sendikasız direniyor.

Arkadaşlarımızın haklı mücadelelerini bütün kalbimizle destekliyoruz. Biliyoruz ki, önemli olan direniş ruhunun hala ve her şeye rağmen yaşıyor, yaşatılıyor olmasıdır.