Eğitim-Sen Gebze Şubesi:”Yine bir iş cinayeti, yine acı bir kaybımız!”

Eğitim-Sen Gebze Şubesi:”Yine bir iş cinayeti, yine acı bir kaybımız!”

PAYLAŞ

Gebze Teknik Üniversitesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan Bünyamin Aygen, mesai saatleri içerisinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Mesai sırasında rahatsızlanan Aygen’in sıra olduğu gerekçesiyle hastanede tedavisi yapılmadan gönderildiği iddia edildi.

Gebze Teknik Üniversitesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan Bünyamin Aygen’in Gebze Teknik Üniversitesi’nde (GTÜ) gece mesaisi sırasında önce rahatsızlandığı ardından hastaneye götürüldüğü fakat “Hastanede sıra olduğu” gerekçesiyle tedavisi yapılmadan tekrar iş başı yaptırılmasının ardından kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiği belirtildi.

Eğitim Sen Gebze Şubesi, konuya dair “Yine bir iş cinayeti, yine bir acı kaybımız” başlığıyla basın açıklaması yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Gebze Teknik Üniversitesi’nde güvenlik emekçisi olarak çalışan Bünyamin Aygen’in 26.11.2023 tarihinde işyerinde çalıştığı sırada rahatsızlandığı ve sonrasında kalp krizi geçirerek aramızdan ayrıldığını üzülerek öğrendik. 5188 sayılı Özel Güvenlik Görevlileri Kanunu’nda “kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki özel güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesinde” çalışan güvenlik görevlileri, kamu emekçileri olarak tanımlanmıştır. 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde açıkça belirtildiği üzere “iş kazası; sigortalının işyerinde bulunduğu sırada” meydana gelen olaya denmektedir. Bu durum kolluk kuvvetlerine bildirilerek, Bakanlık il müdürlüğüne 3 gün içinde bildirilmelidir. Ayrıca ölüm nedeni ise adli tıp kurumu tarafından raporlandırılmalıdır. Bu nedenle bir kamu kurumunda çalışırken hayatını kaybeden güvenlik emekçisi Bünyamin Aygen görevi başında ve gece nöbetinde hayatını kaybetmesi kamuda yaşanan bir işçi cinayetidir. Bu nedenle bu vahim durumun doğru tespiti ve gelecekte yaşanacak bu ve benzeri durumların önüne geçebilmek için tedbirler alınması gerekmektedir.

Gebze Teknik Üniversitesi güvenlik emekçisi Bünyamin Aygen’in hayatını kaybetmesi salt bir işçi cinayeti olarak değerlendirilemez. Kamuda uygulanmayan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri de bu cinayete neden olarak düşünülmelidir. Kamu kurumları ve 50’den az çalışanı olan tehlikeli işyerlerinde 11. kez ertelenerek, kamu çalışanlarının sağlık ve güvenlikleri AKP iktidarı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından görmezden gelinmiştir. Görevi başında hayatını kaybeden güvenlik emekçileri de aslında işçi sınıfının ölümle imtihan edildiği çalışma koşulları karşısında, işçi cinayeti olarak adlandırılması gerekir. Bu durumda güvenlik emekçisi Bünyamin Aygen alın teriyle çalışırken işçi cinayetine kurban edilen işçi sınıfının bir “şehidi” olarak düşünülmelidir.

5510 sayılı Kanunun 32-34. ncü maddeleri esas alacak şekilde ve 5188 sayılı Kanunun 15. maddesinde belirtilen “iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi veya 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri” dışında, ailesine üniversite tarafından doğrudan mahkeme yoluna gitmeden tazminat verilmesi gerekmektedir. Çünkü görevi başındayken ambulans çağrılmadan doğrudan amiri tarafından hastaneye götürülmesi nedeniyle hastanede sıra beklemek durumunda kalan, hastanede ise AKP iktidarının sağlıktaki özelleştirme politikalarıyla devlet hastanelerinin acil kliniklerini iş göremez durumda bırakan yoğunluk nedeniyle hastanede beklememe kararı alınması bir ihmal veya taksir durumunu söz konusu hale getirmiştir. Ayrıca rahatsız olduğu halde bir doktorla görüşemeyip, izin alamadığı için doğrudan eczaneden kendisi için tanımladığı ağrısına ilişkin ilaç alarak tekrar görevi yerine gelmesi/getirilmesi, görev bölgesinde tek başına kalmış olması ve kriz geçirdiği sırada yanında kimsenin olmaması hasebiyle dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı fiiller oluşmuştur. Tüm bu durumlar ortada şüpheli bir iş kazasının olduğu durumunu ortaya çıkarmaktadır. Hasta olduğu halde çalışmak zorunda kalan bir güvenlik emekçisinin daha aramızdan ayrılmasını asla kabul etmiyoruz. Üniversite yönetimi dahil, sorumlular hakkında idari ve adli soruşturma açılmasını talep ediyoruz.

Tüm bunlarla beraber üniversitemiz bünyesinde çalışan idari, akademik ve her türlü görevde çalışan işçi ve emekçilerin sağlık ve güvenliğinin sağlanması ve bu konuda üniversitede örgütlü bulunan sendikaların muhatap alınmasını talep ediyoruz. Hiçbir çalışanın sağlığı ve güvenliği için amir ve üstleriyle münakaşa içine girmek zorunda bırakılmamalıdır. Hiçbir çalışan bu zorlu hayat pahalılığı ve işsizlik koşullarında işini ve ekmeğini korumak için sağlığı ve canı pahasına çalışma zorunda hissetmemeli ve baskı altında kalmamalıdır. Bunun için de çalışanların haklarının sendikalar tarafından güvence altına alınması şarttır. Tekrar değerli mesai arkadaşımızın kederli ailesi başta olmak üzere çalışma arkadaşlarına ve üniversitemize baş sağlığı diliyoruz. Eğitim Sen Gebze Şubesi olarak Gebze Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’ne de bu konuda taleplerimizi içeren dilekçemizi göndermiş olup, bu sürecin her yönden takipçisi olacağımızı bildiriyoruz.”