OHAL Komisyonu kapatılıyor: Peki şimdi ne olacak?

OHAL Komisyonu kapatılıyor: Peki şimdi ne olacak?

PAYLAŞ
Mutlu Arslan

15 Temmuz sonrasında KHK’larla görevlerinden ihraç edilenlerin işlerine iade edilip edilmeyeceğine kararını vermek üzere kurulan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, kanunda öngörülen görev süresini tamamladı. Komisyonun yürüttüğü görevler konusundaki tartışma ise sürüyor.

“15 Temmuz darbe girişimi” sonrasında Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) aracılığıyla 125 binin üzerinde kamu emekçisi görevlerinden ihraç edildi. Olağanüstü Hal (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonu, KHK ile görevlerinden ihraç edilenlerin işlerine iade edilip edilmeyeceğini değerlendirmek için 2017 yılında kuruldu. 2 yıllığına kurulan OHAL Komisyonu’nun görev süresi 22 Ocak 2023’te doluyor ancak 2 bin 900’e yakın dosya hala komisyonda bekliyor.

Başvuruların yaklaşık yüzde 87’si reddedildi”

Eğitim Sen Ankara 5 Nolu Şube Başkanı Mutlu Arslan, hiçbir idari ve yargısal soruşturma olmadan, tümüyle kurum kanaatine ve ihbarlara dayanarak ilerleyen bu süreçte, kamu görevinden çıkartılanların konuyu yargıya taşımasının, çok kısa zamanda büyük bir hukuk sorununun ortaya çıkmasına neden olduğunu söyledi. İhraçlara ilişkin idare mahkemesine ve Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruların yetkisizlik gerekçesiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvuruların ise iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle reddedildiğini anımsatan Arslan, “Bu süreçte AİHM ile hükümet arasında varılan uzlaşma sonucunda 2017 yılı Ocak ayında yayınlanan 685 Sayılı KHK ile OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kuruldu. Başlangıçta 2 yıllığına kurulan bu komisyon tam 6 yıldır varlığını sürdürüyor. Şu anda komisyonda bekleyen 2 bin 900’e yakın dosya bulunuyor” dedi.

Bir idari organ olarak kurulan OHAL Komisyonu’nun ihraç edilenlerin hukuka erişimlerini geciktirmek için tertiplenmiş bir organ olduğunu ve tam olarak da bu işi gördüğünü vurgulayan Arslan, şöyle konuştu:

“Etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini Anayasa ve yasalar üstü gören idari bir mekanizma olarak varlığını sürdürdü. Henüz incelemesi tamamlanmamış 2 bin 900 kişi bir yana, kişisel olarak idare mahkemesine başvurabilmem tam 5 yılımı aldı. Bu sürenin kendisi bile ‘etkili hukuk yöntemi’ olmadığının bir delili niteliğindedir. OHAL Komisyonu’nun işleyişi ve değerlendirmeleri de hukuki bir zeminde olmadı. Komisyon neredeyse tüm kararlarını kurum kanaatlerine dayanarak verdi. Örneğin, benim de içinde yer aldığım 400’ün üzerinde barış akademisyenlerinin hiçbirinin itirazı kabul edilmedi. Barış Bildirisi’ne ilişkin Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ‘ifade özgürlüğü’ kararı bile yok sayıldı. Sonuç olarak komisyona yapılan başvuruların yaklaşık yüzde 87’si reddedildi.”

“Yetkileri paylaştırılarak uzatılıyor”

OHAL Komisyonu’nun süresinin uzatılmayacağını ve üstlendiği yetkilerin de ilgili kurumlara devredileceğini aktaran Arslan, şöyle devam etti:

“Bu durum aslında komisyonun kapatılması değil, yetkilerinin paylaştırılarak uzatılması anlamına geliyor. OHAL Komisyonu en başından itibaren hukuksuzdu ve hukuksuzluğu kurumsallaştırmak, uzatmak amacıyla kurulmuştu. Bu hukuksuzluğun giderilmesi için komisyonun tüm kararları iptal edilmelidir. Hukuksuz biçimde ihraç edilen, haklarında yargı kararı bulunmayan tüm kamu çalışanları görevlerine geri dönmelidir.

Öte yandan ihraç edilenlerin yüz yüze kaldığı hukuksuzluk sadece OHAL Komisyonu süreciyle sınırlı kalmadı. Komisyonda reddedilen kararlara ilişkin yargılama yetkisi Ankara’da belirlenen 5 ayrı idare mahkemesine verildi. Bu mahkemeler de verdikleri kararlarla OHAL Komisyonu’nun bir devamı gibi davranıyorlar. Hatta bu mahkemelerden şu ana kadar görülen davalarda itirazların kabul oranı, OHAL Komisyonu’nun bile gerisinde. İdare mahkemelerinde verilen kararların önce Bölge İdare Mahkemesi’ne, sonra Danıştay’a en son olarak da Anayasa Mahkemesi’ne gideceği düşünülürse aradan 6 yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen hukuk sürecinin daha uzun süreler devam edeceği beklenebilir. Ama sürecin hukuki değil siyasi bir süreç olduğu göz önünde bulundurulduğunda olası bir iktidar değişikliğinde her şeyin birdenbire farklı bir yön kazanabileceğini öngörmek de mümkün. Önümüzdeki 6 ay içinde bu sorunun cevabını alacağız.”

gazetecilerplatformu.com sitesinden Alıntılanmıştır. Haber;AYÇA ONURALMIŞ