GELECEĞİMİZ İÇİN… BİR ADIM DAHA!

GELECEĞİMİZ İÇİN… BİR ADIM DAHA!

PAYLAŞ

Ülkemizin geleceği açısından cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden birini geride bıraktık. Basın ve sosyal medyada seçimde yapılan usulsüzlüklerle birlikte, yılgın ifadelerle de karşılaşıyoruz. Seçimin bizler açısından kazanılamamış olması bir gerçeği gölgeliyor: her tür eşitsiz duruma, devletin tüm imkanlarının seferber edilmesine, usulsüzlüğe, hırsızlığa, hile ve baskıya karşın bu kez atı alıp Üsküdar’ı geçemediler. Evet, sonucu bu ülkenin emekçilerinin, gençlerin, kadınların, halkların başka bir hayat için verdiği mücadele lehine tescil ettirememiş olabilir muhalefet; fakat unutulmaması gereken asıl nokta, AKP’li cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilme yeterliliğine ulaşamamış olması, ilk turu kaybetmiş olmasıdır. Bizler ise henüz kaybetmedik. Önümüzde kazanılacak bir ikinci tur var!

21 yıllık iktidarında AKP’nin ülkeyi sürüklediği uçurum, geçim derdi, şiddet, sömürü ve deprem felaketi bu zihniyetle ve rejimle devam edilemeyeceğini ortaya koymuştur. Seçim sonuçları halkın çoğunluğunun AKP’nin yarattığı bu yağma, talan, sömürü ve felaket rejimini değiştirme iradesi gösterdiğini ortaya koymuştur.

Seçim sürecinde seçim ve sandık güvenliğinin her aşamada ne kadar önemli olduğu, buna uygun bir örgütlenmenin geliştirilmesinin hayati derecede önem taşıdığı da bir kez daha görülmüştür. Yapılan hatalardan ders çıkarmanın, 28 Mayıs’a kadar olan süreçte örgütlülüğü güçlendirerek halkın taleplerini dillendirip bu değişim iradesini nihayete ulaştırmanın esas alındığı bir mücadele hattına ihtiyaç vardır.

Bu ülkenin gençlerini AKP’ye mecbur eden bu karanlık, daha geçtiğimiz gün genç bir kadının yaşamını çaldı. Daha dün umutsuzluğa düşen bir genç arkadaşımızın intiharına tanık olduk; kahrolduk; ama öfkeliyiz de. Bu öfkeyi de gençlere yaşanabilir bir ülke kurmak için seçimi kazanmak üzere bileyleme zamanı. 28 Mayıs gününe kadar hepimize çok görev düşüyor. Şimdi umudumuzu yitirmeden, AKP rejimini değiştirme iradesi gösteren tüm kesimlere bu umudu yeniden aşılayarak, yapılacaklara odaklanma ve geniş toplumsal kesimlerin birlikteliğini harekete geçirme zamanıdır.

Tek adam rejiminin devamı, daha çok baskı, sömürü, iş cinayetleri, yoksulluk, şiddet, savaş, gericilik, yağma ve talan demektir. İşte 28 Mayıs’ta bu rejime karşı eşit ve özgür bir yaşamın filizlenmesi arasındadır asıl seçim.

Özelde eğitim emekçilerinin ve genel olarak kamu emekçileri hareketinin mücadelesi kendini hiçbir zaman demokratik bir ülke mücadelesinden izole etmemiştir, etmeyecektir. Biliyoruz ki bu zamana kadar kaybettiğimiz haklarımız, güvencesizlik, yoksulluk, sömürü inşa edilen antidemokratik hayattan bağımsız değil. Kamu emekçileri hareketi, bu gidişatı tersine çevirebilecek, halka umut olabilecek mücadele birikimine sahiptir.

Geleceğimizi yaşanabilir kılacak, gençlerimizi yaşatacak bir memleket hedefiyle, kalan zamanda yapacaklara odaklanmak her birimizin görevidir. Umudu kırılanları tekrar oy kullanmaya ikna etmek, depremden etkilenen ve sadece oy kullanmak üzere bölgeye giden insanlarımızın yeniden oy kullanmak üzere bölgeye gidişlerine destek olmak, bir kez daha oyların türlü hilelerle çalınmasına izin vermemek için seçim ve sandık güvenliği ile ilgili her dayanışmayı göstermek sorumluluğumuzdur.

Biz bu seçimi kaybetmedik! Ancak kazanma irademizi gasp ettiklerinde gerçekten kaybetmiş oluruz. İrademiz kimsenin ipoteginde değil. Şimdi geleceğimizi ve gençleri kazanma zamanıdır. Kamu emekçileri bu kalan sürede bir seferberlikle bu umudu büyütmek, emekçilerin ve halkın taleplerini dillendirmek ve değiştirebileceğimizi göstermekle yükümlüdür.

Yolumuz açık olsun!

Devrimci Sendikal Dayanışma

TürkiyeYürütmesi