Kadınlar Erkek/Devlet Şiddetine, Krize, Yoksulluğa Karşı Dayanışmayla Alanlarda

Kadınlar Erkek/Devlet Şiddetine, Krize, Yoksulluğa Karşı Dayanışmayla Alanlarda

PAYLAŞ
İstanbul

Kadınlar 8 Mart’a dair yaptığı açıklamalarda “Eşit, özgür, şiddetsiz, insanca bir yaşamı birlikte kazanacağız! Kadınlar kazanacak” diye seslenerek yurdun 4 bir yanında alanları doldururken. “Erkek devlet şiddetine, krize yoksulluğa karşı dayanışma” pankartı açarak taşıdıkları dövizlerle taleplerini yansıttı.

Yurdun dört bir yanında Yaşasın Kadın Dayanışması sokakları, meydanları dolduran on binlerce kadın yaptıkları açıklamalarda taleplerini şöyle sıraladı:

1—) 8 Mart 1857’de, ABD’nin New York kentinde, bir tekstil fabrikasında yaklaşık 40 bin kadın işçi, daha iyi koşullarda çalışmak için greve başladılar. Fabrikada kadınlar içeriye kilitlenmiş vaziyetteyken çıkan yangın tam bir katliam yaşanmasına sebep oldu. İşçiler fabrikanın önünde kurulan barikatlar sebebiyle yangından kaçamadılar. Haklarını arayan 120 kadın işçi can verdi. Clara Zetkin ve Rosa Lüksemburg, bu kadınların anısına 8 Mart’ın mücadele günü olmasını önerdi. Yüz  yıllık mücadele geleneğiyle 8 Mart’ın anlam ve değeri, bizler için kadın mücadelesinde önde gelen kadınların izlerinden gitmek ve mücadeleyi büyütmektir.

Bolu
Bolu

2-) Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar ağır çalışma koşullarına, baskıya, mobbinge, işsizlikle tehdit edilmeye, tacize, şiddete boyun eğmeye mecbur bırakılıyor, her geçen gün daha da yoksullaşıyoruz. İndirimleri kovalayan, marketlerde en ucuzu arayan, pazara karanlık çökünce çıkan, dinlenmek nedir bilmeyen bizleriz. Ekonomik kriz kadınların omuzlarındaki yükü 2 kat daha arttırıyor. İktidarın tercihini, emekçiden yana değil de patrondan yana yaptığı bu düzen; kadınlara yokluk, yoksulluk, rant, eşitsizlik, şiddet olarak dönüyor! Gözü dönmüş bir biçimde rant yaratmak adına gerçekleşen ekolojik yıkımdan yine en çok bizler etkileniyoruz. Son dönemde artan doğa talanı, en çok bizi vuruyor! Ekmeğimize, suyumuza, toprağımıza sahip çıkma mücadesinde kararlılıkla barikatlar oluşturmaya devam ediyoruz! Ekoloji mücadelesinde direnişin, yoksullukla mücadelenin ruhudur  8 Mart.

Bursa

 

Bursa

3-) İktidar yılbaşından itibaren yaptığı elektrik, doğalgaz zamlarıyla hayatımızı kâbusa çevirdi. Faturalar artık herkesin belini büküyor, omuzlarımıza bir ton yük bindiriyor.  Camiler, mescitler  “ibadethane” statüsünde olduğundan aydınlatma ve temizlik için elektrik ve suya hiç bedel ödemezken, “ibadethane” olarak kabul görme talepleri sürekli reddedilen Cem evleri astronomik faturalarla karşı karşıya kaldılar. Devlet, laik demokratik bir cumhuriyet olarak tüm dinlere eşit yaklaşmalı ve bu ayrımcı tutuma son vermelidir.

Zonguldak

4-) Ülkemizde günde ortalama 3 kadın öldürülüyor. Gülistan Doku 794 gündür kayıp ve iktidar baş şüphelisi Zaynal Abakarov’u hala yargılamıyor. Bizler katledilmek ve kaybedilmek istemiyoruz. Kadın cinayetlerinde uygulanan cezasızlık halleri erkeği daha da teşvik eder hale geldi.  2022 yılında erkekler en az 64 kadını katletti. Bursa’da Yasemin Ulutaş, sokak ortasında boşandığı erkek tarafından öldürüldü. İstanbul Sözleşmesinden çıkan iktidar, kadın cinayetlerinin asıl sorumlusudur.

Kadın örgütlerini taraflı olmakla suçlayarak “cibilliyetsiz” diye hakaret eden 12.Cumhurbaşkanına sesleniyoruz; biz senin aksine hayatımızı savunuyoruz! Savunmayan iktidar ve yandaşlarını da teşhir etmeye devam ediyoruz! Erkek/devlet bizlerin ölümlerini seyrediyor. Gerçek adalet sağlanıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz! Kadın cinayetleri politiktir, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz! 

İzmir-Aliağa

5-) LGBTİ+’lara yönelik saldırılar giderek artıyor, nefret söylemleri normalleştirilmeye çalışılıyor. Homofobiye ,transfobiye  ekonomik şiddete maruz bırakılan LGBTİ+’lar yoksullukla sınanıyor ve Zirve Soylu gibi intihara sürükleniyor. Her yıl onur yürüyüşleri yasaklanıyor ve LGBTİ+’lara yönelen devlet şiddeti bir kez daha karşımıza çıkıyor. Erkek egemen düzenin, cinsiyet kalıplarıyla barışmayacağımızı bir kez daha söylüyoruz! Trans cinayetleri politiktir!

Ordu

 

Ordu

6-) Binlerce yıldır erkek egemenliğin sömürüsüne karşı mücadele ediyoruz! Mücadelemiz, bu düzenin baskı şiddet ve yıldırma politikaları ile engellenmeye çalışılıyor. Bu politikalarla tutsak ediliyor, katlediliyor, özgürlüğümüz ve yaşam hakkımız elimizden alınıyor. Sedef Kabaş gazetecilik yaptığı için hukuksuz bir şekilde tutsak edildi. İşini özgürce yapamayan her kadın için mücadelemizi büyütüyor, dayanışma gösteriyoruz. Adli Tıp Kurumu tarafından cezaevinde kalabilir raporuyla hasta tutuklular hala hapishanelerde kalıyor ve sağlıkları daha da kötüye gidiyor. Birçok hastalığı bulunan Aysel Tuğluk nezdinde tüm hasta tutsaklar için özgürlük istiyoruz ve alacağız!

İstanbul

7-)Bizler barış içinde ve özgür bir dünya da eşitlik istiyoruz. Kimsenin birbirini ötekileştirmediği, laik, bilimsel ve anadilinde eğitim aldığı bir dünya içinde yaşamak mümkün. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırdığı savaş yeni yıkımlar ve ölümler getiriyor.  Emperyalist ülkelerin akıl almaz erkek egemen politikaları halkların huzur içinde yaşamasına düşman. Biz kadınlar NATO’yu da Rusya’nın savaş politikasını da reddediyoruz! Savaş yıkım ve ölüm demektir! Savaş göç demektir, yoksulluk, yoksunluk demektir. Savaş sırasında çocukların sorumluluğunu, yaşamın ağır yükünü kadınlar taşımak zorunda kalır. Savaşların olmadığı bir dünyada 8 Mart eşit ve adaletli paylaşım demektir. “SAVAŞ İSTEMİYORUZ” diye haykırıyor ve Barış hemen şimdi diyoruz!

Ankara