EMEKLİYE İKRAMİYE, KAMU EMEKÇİSİNE EK GÖSTERGE! GEÇTİ BOR’UN PAZARI SÜR EŞEĞİ NİĞDE’YE

EMEKLİYE İKRAMİYE, KAMU EMEKÇİSİNE EK GÖSTERGE! GEÇTİ BOR’UN PAZARI SÜR EŞEĞİ NİĞDE’YE

PAYLAŞ

 

24 Haziran seçimlerine giderken, ancak seçim dönemleri akıllara gelen kesimlerden başta emekçiler, gençler, emekliler ve küçük esnafa olmak üzere siyasi partilerin seçim vaatleri havada uçuşuyor.

Önünde daha bir buçuk yıllık iktidarda kalma süresi varken baskın seçim kararı alan AKP iktidarı, bu süre içerisinde yapması gereken icraatları seçim vaadi haline getirerek 16 yılda ülkeyi soktukları çıkmazdan çıkarmak için yine kendisini kurtarıcı olarak pazarlamaya çalışıyor.

Emekçiler geçim derdindeyken kendi ikbali için seçim derdine düşen siyasi iktidar uygulamaya koyduğu seçim ekonomisini bile sürdürmekte zorlanırken geçim derdi her gündemin önüne geçmiş durumda.

EMEKLİLER TAMAM DİYECEK!

Önceki seçimlerde muhalefet partilerinin emekliye ikramiye vaadiyle dalga geçen ve Türkiye’nin ekonomik koşulları ile bütçe imkânlarını öne sürerek emekliye ikramiye meselesinin imkânsızlığından dem vuran siyasi iktidarın 24 Haziran seçimlerine giderken ilk icraatı emekliye dini bayramlarda verilmek üzere yılda iki kez 1000 lira ikramiye verilmesiyle ilgili yasal düzenlemeye gitmek olmuştur.

Türkiye’de ortalama 12 milyon emekli olduğu ve AKP’nin 2015 Kasım seçimlerinde aldığı toplam oyun 23.669.993 olduğundan hareketle AKP’nin en büyük seçim yatırımını emeklilere yaptığı ve 12 milyon emekliden önemli oranda oy hesabı yaptığı ortadadır.

Ülkemizde emeklilerin önemli bir kısmının açlık sınırı rakamlarının altında, kalan kısmının ise yoksulluk sınırı rakamlarına bile yaklaşamadığı bir gelir düzeyine sahip olduğu koşullarda emekliler sefalet içinde yaşamaktadır. Dünya bankası ve IMF programlarının yılmaz uygulayıcısı AKP’nin iktidar olur olmaz oluşturduğu acil eylem planında(2003) sosyal güvenlik sisteminde 1 yıl içerisinde reform yapma planı olmasına rağmen gerek Anayasa Mahkemesi kararları gerekse de sendikaların tepkisi sonucunda ancak 2006 yılında yapabildiği sözde reformu 2008’de uygulamaya koyabilmiştir.

Yaptıkları sözde reformla emeklilik yaşını 65’e çıkaran, prim ödeme gün sayısını arttıran, emekli maaşlarını düşüren sanki başkalarıymış gibi emeklilerin ağzına bir parmak bal çalarak emeklilerden oy alacağını zanneden AKP ne kadar yanıldığını 24 Haziran’da yaşayarak görecektir. Çünkü emeklilerde bıçak kemiğe dayanmıştır. Çünkü kendilerini seçimlerde oy deposu olarak gören siyasi iktidara emekliler artık yeter! TAMAM demeye hazırlanıyor! Emeklilere ikramiye verirken gençlere mezarda emekliliği dayatan anlayışa dur demek için emekliler sandığa gidip TAMAM diyecek.

3600 EK GÖSTERGE YETMEZ!

24 Mayısta AKP’nin seçim beyannamesini kamuoyu ile paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her ne kadar seçim beyannamesinde yazılı olarak yer almasa da ek göstergeleri 3000 olan öğretmen, polis, hemşire ve din görevlilerinin emeklilik ek göstergelerinin 3600’çıkarılacağını ifade ederek kamu emekçileri arasında ayrımcı uygulamalarına bir yenisini daha eklemiştir. Üç buçuk milyon kamu emekçisi içerisinde bir buçuk milyon kamu emekçisini kapsayan bu düzenleme kamu emekçileri arasında herkese 3600 ek gösterge talebini de görünür hale getirmiştir.

3600 Ek Gösterge talebi kamu emekçilerinin emekli maaşları bağlanma oranının düşüklüğüne karşı ortaya koydukları bir itiraz olup, 2008 sonrası işe başlayan kamu emekçileri için bir şey ifade etmemekle birlikte ekstradan maaşlarında azalma yaratacak bir uygulamadır. Kamu emekçileri emekli aylığına esas gelirleri düşük tutularak ek ödeme, ek ders ücreti, döner sermaye vb. uygulamalarla maaşlarının şişirilmesinin bir sonucu olarak emekli olduklarında %100’e varan gelir kayıpları ile karşı karşıya bırakılmalarının bir sonucu olarak her türlü ek ödemenin emekli aylığına esas kazanca eklenmesini yıllardır savunmaktadır.

Ek Gösterge sisteminin kamu emekçileri arasında ücret adaletsizliği yaratan etkisi ortadadır. Yüzdelik zamların ek göstergesi yüksek kesimlerde daha fazla artışa neden olması kamu emekçileri arasındaki ücret uçurumunu sürekli olarak arttırdığı açıktır.

Öncelikle kamuda yeniden bir yapılanmaya ihtiyaç vardır. Bunun bir zemini olarak da liyakat ve kariyer sisteminin tekrar hayata geçirilmesi ve kamu emekçilerinin hizmet sınıflarının yeniden tarif edilmesi gerekmektedir. Ancak bunun üzerinden oluşturulacak kriterlerle kamuda ücret adaletinin sağlanması mümkün olacaktır.

Devletin kamu emekçilerine temel maaş dışında ödediği her türlü ek ödemeyi emekli aylığına esas almaması, özel sektörde yüksek olan ücretlerin asgari ücretten gösterilmesine benzer bir uygulamadır.

Bu çerçevede bizlerin başta emeklilik yaşının düşürülmesi olmak üzere, her türlü ek ödemenin emekli aylığına dâhil edilmesi ve kamu emeklilik sisteminin tasfiyesini amaçlayan Bireysel Emeklilik Sistemi dayatmalarına karşı mücadele etmemiz kamu emekçileri arasında başta genç kamu emekçileri olmak üzere bütünlüklü bir mücadelenin zeminin oluşmasına da katkı sağlayacaktır. Aksi takdirde emekliye ikramiye ile kamu emekçilerine ek gösterge vaadi ağzımıza bir parmak bal çalmanın ötesinde bir anlam ifade etmemektedir.

KİT’lerin özelleştirme sürecinde daha önce yükseltilen emeklilik yaşı düşürülerek işçiler emekliliğe teşvik edilmiş bu sayede özelleştirmelerin daha kolay hayata geçirilmesi sağlanmıştır. Yine 12 Eylül darbecileri kamu da çalışan muhalifleri temizlemek için 1402 sayılı yasa ile ihraç dışında, emeklilik teşviklerini ve zorunlu emeklilik mekanizmalarını uygulamaya koymuştur.

2008 yılı sonrası işe başlayanlara 65 yaş emeklilik, çalışma süresi arttıkça düşen emekli maaşı getiren AKP, tasarruf oranlarının artırılmasını ve emeklilik döneminde ikinci bir gelir elde edilmesini sağlamaya yönelik olarak tamamlayıcı emeklilik programlarını (BES) destekleyeceklerini seçim beyannamesinde rahatlıkla ifade edebilmektedir. 3600 ek gösterge vaadi bu çerçevede emekliliğe teşvik olarak değerlendirilebilir. Ek Gösterge uygulamasının merkez uzmanlar ve üst düzey yöneticilere bir imtiyaz olmaktan çıkarılması ve emekli maaşı bağlanma oranlarının maaşlar ile orantılı olarak arttırılması sağlanmalıdır. AKP kamu emekçilerinin emeklilik taleplerinde samimi ise 24 Haziran’ ı beklemeden adım atmalıdır aksi takdirde kamu emekçileri açısından “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözü geçerli olacaktır.

Yandaş sendika  TÜRK-İŞ’ in bile 2018 Mayıs ayı açlık sınırı rakamı 1.686 TL, yoksulluk sınırı ise 5.492 TL’ dır.  Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Kamu hizmetleri tasfiye edilirken kamu emekçilerine güvencesiz çalışma dayatılmaktadır. Ortalama kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırı rakamının yarısı kadardır. Aileleri ile birlikte ele alındığında 10 milyon kamu emekçisinin 24 Haziranda alacağı tutumun seçim sonuçlarında yaratacağı etki ortadır.

İnsanca bir yaşam, güvenceli iş, güvenli bir gelecek için 24 Haziran TAMAM vaktidir.

Geçinemiyoruz diyenler, adalet isteyenler 24 Haziran’da HAYIR’I Tamam’layalım.

Yaşanan krizin faturasını ödememek için ACI REÇETEYE HAYIR, TEK ADAM REJİMİNE TAMAM DİYELİM!

 

ÜRETEN BİZİZ YÖNETENDE BİZ OLACAĞIZ!